Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.
 - Tom certainly has a better understanding of this matter than I do.
Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
 - This book is above my understanding.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
 - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
 - This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
Bizim bir anlaşmamız var.
 - We have an understanding.
Bir anlaşmamız olduğunu düşündüm.
 - I thought we had an understanding.