kucakladı

listen to the pronunciation of kucakladı
Türkisch - Englisch
embraced

They embraced each other. - Onlar birbirlerini kucakladı.

The little boy embraced his dog. - Küçük çocuk köpeğini kucakladı.

Simple past tense and past participle of embrace
past of embrace
kucakla
{f} embrace

He embraced his relatives before he left. - O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.

Tom and Mary embraced. - Tom ve Mary kucaklaştılar.

kucakla
{f} hugging

When did you try hugging Tom? - Tom'u ne zaman kucaklamayı denedin?

I won't ever try hugging Tom again. - Tom'u tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.

kucakla
{f} hug

The girl hugged her doll. - Kız, bebeğini kucakladı.

I don't think I've ever hugged Tom. - Şu ana kadar Tom'la kucaklaştığımı sanmıyorum.

kucakla
enclasp