Bu kitap benim anlayışımın üzerindedir.
 - This book is above my understanding.
Yani, Çin ulusuna karşı daha anlayışlıyım.
 - That's to say, I have a better understanding of the Chinese nation.
Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian.
 - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.
Tom Mary'yi Fransızca anlamakta zorlanmadığını söylüyor.
 - Tom says that he has no trouble understanding Mary's French.
Aralarında gizli bir anlaşma var.
 - They have a secret understanding between them.
Bizim bir anlaşmamız var.
 - We have an understanding.