Tom ve Mary sınıf arkadaşıydı.
- Tom and Mary were classmates.
Eski sınıf arkadaşını tanıdın mı?
- Did you recognize your old classmate?
Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.
- What surprised me most when I first entered college was how few of my classmates knew how to study efficiently.
Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.
- There were many guests - most of them were our teacher's classmates and friends.
They're my classmates.
- Das sind meine Klassenkameraden.
She speaks English better than any of her classmates.
- Sie kann besser Englisch als alle ihre Klassenkameraden.