Türkisch - Englisch
Definition von kalaya im Türkisch Englisch wörterbuch
- kalay
- tin
Can you distinguish silver from tin?
-Kalayı gümüşten ayırt edebilir misin?
Bronze is composed of copper and tin.
-Bronz, bakır ve kalaydan oluşmaktadır.
- kalay
- swearing
- kalay
- (Kimya) spelter
- kalay
- tin of
- kalay
- tin; cursing, swearing, strong language
- kalay
- (Tabiat Doğa) (mineral, maden) tin
- kalay
- slang swearing, cursing
- kalay
- stannic
- kalay
- stann
- kalay
- stannous
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von kalaya im Türkisch Türkisch wörterbuch
- kalay
- Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7 olan, gümüş beyazlığında 232°C' de eriyen, 7,29 yoğunluğunda, kolay işlenebilen, yumuşak bir element. Kısaltması Sn
- kalay
- Aldatıcı görünüş
- kalay
- Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası: "Pencereye, elinde yeni kalaydan çıkmış bir bakır sahanla orta yaşlı kadın geldi."- O. C. Kaygılı
- kalay
- Balık avlamada oltanın ucuna yerleştirilen madde
- kalay
- Kalaylanmış bir kabın üzerindeki alaşım tabakası
- kalay
- Atom numarası 50,atom ağırlığı 118,7 olan, gümüş beyazlığında, 232 C'de eriyen, 7,29 yoğunluğunda, kolay işlenebilen, yumuşak bir element
- kalay
- Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7 olan, gümüş beyazlığında 232°C' de eriyen, 7,29 yoğunluğunda, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)
- kalay
- Sövme, küfür
Relevante Übersetzungen
kalaya
Silbentrennung
ka·la·yaResimler
Historie
Favoriten