Türkisch - Englisch
Definition von kaşığı im Türkisch Englisch wörterbuch
- kaşık
- spoon
Masuo can bend spoons.
-Masuo kaşıkları eğebilir.
Could we have a spoon?
-Bir kaşık alabilir miyiz?
- kahve kaşığı
- coffee spoon
- kaymakçı kaşığı
- skimmer
- tatlı kaşığı
- teaspoon
- çay kaşığı
- teaspoon
Add more cold water a teaspoon at a time if the mixture is too dry.
-Karışım çok kuru olduğu zaman, bir çay kaşığı soğuk su daha ekle.
I take two teaspoons of sugar with my coffee.
-Benim kahvemle, iki çay kaşığı şeker alırım.
- kaşık
- scoop
- tatlı kaşığı
- dessertspoon
- servis kaşığı
- tablespoon
- 1 yemek kaşığı un
- 1 tablespoon flour
- çorba kaşığı
- tablespoon
Tom poured some cough medicine into a tablespoon.
-Tom bir çorba kaşığına biraz öksürük ilacı döktü.
- şeker kaşığı
- coffee spoon
- boynuz kesme kaşığı
- (Tarım) dehorning spoon
- buzlu çay kaşığı
- iced tea spoon
- deney kaşığı
- (Kimya) spatula
- her aşın kaşığı
- busybody, meddler, interloper
- ilaç ölçü kaşığı
- (Tıp) medicine measuring spoon
- kaşık
- stoneworker's spoon-shaped crowbar
- kaşık
- spoon; spoonful
- kaşık
- curette
- kaşık
- wooden spoons used as castanets
- numune alma kaşığı
- sampling spoon
- numune kaşığı
- sampling spoon
- pilavdan dönenin kaşığı kırılsın
- (Atasözü) 1. We're going to see this thing through, come hell or high water. 2. A person who spurns the opportunities that come his way is someone who doesn't deserve to be helped in any way. 3. If someone refuses to use something he possesses, he might as well not possess it
- servis kaşığı
- (Gıda) serving spoon
- tuz kaşığı
- saltspoon
- yemek kaşığı
- tablespoon
- çay kaşığı
- saltspoon
- çay kaşığı
- caddy spoon
- çay kaşığı teaspoon
- (a tiny spoon, usually smaller than an American coffee spoon)
- çorba kaşığı
- soup spoon, tablespoon
- çorba kaşığı tablespoon
- çorbada tuzu bulunmak/da maydanozu olmak to contribute a small share (to)
- örnek kaşığı
- sampling spoon
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von kaşığı im Türkisch Türkisch wörterbuch
- kahve kaşığı
- Kahve karıştırmak için yapılan ve kullanılan küçük kaşık
- kaşık
- Sulu veya bazı ufak taneli yiyecekleri ağza götürmeye yarayan saplı sofra aracı
- kaşık
- çorba gibi sulu ya da kimi ufak taneli yiyecekleri ağıza götürmeye yarayan, saplı sofra aracı
- kaşık
- Ucunda, üçlü iğnesi olan nikelajlı, parlak kaşık biçiminde yapay balık
- kaşık
- Ucu iğneli kaşık biçimindeki olta
- çay kaşığı
- Kahve yaparken, ilâç içerken veya çaya toz şeker koyarken ölçek olarak kullanılan ve şekeri karıştırmaya yarayan küçük kaşık
- çorba kaşığı
- Yemek yerken kullanılan tatlı kaşığından büyük kaşık