Japonca konuşamıyorum.
- I don't speak Japanese.
Onun kız arkadaşı Japon.
- His girlfriend is Japanese.
İyi Japonca konuşurum.
- I speak good Japanese.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Deniz Günü, temmuz ayının üçüncü pazartesi günü kutlanan, Japonya'nın ulusal bayramlarından biridir.
- Sea Day is one of the Japanese national holidays celebrated on the third Monday in July.
Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
- I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
Sanırım buradaki Tay yiyeceklerine baharat katılır bu yüzden Japonlar ondan hoşlanacaklar.
- I think the Thai food at this place is seasoned so Japanese will like it.
Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.
- The war affected the way the Japanese view nuclear weapons.
Japon halkı savaştan vazgeçti.
- The Japanese people have renounced war.
Japon halkının nazik olduğu düşünülür.
- Japanese people are considered to be polite.
Let's go out to eat. I'm in the mood for Japanese.
You will soon get used to Japanese food.
- You'll soon get used to Japanese food.
I like Japanese dishes.
- I like Japanese food.