heckmeck

listen to the pronunciation of heckmeck
Englisch - Türkisch

Definition von heckmeck im Englisch Türkisch wörterbuch

fuss
{i} yaygara

Hakkında böylesine bir yaygara yapacak bir şey yok. - There's nothing to make such a fuss about.

Onun yararları hakkında yaygara yaptı. - She made a fuss about her benefits.

fuss
{i} telaş

Oldukça telaşlısın, değil mi? - You're quite fussy, aren't you?

Tom telaşlı bir bebekti. - Tom was a fussy baby.

fuss
{i} velvele
fuss
{i} ıvır zıvır bolluğu
fuss
ortalığı velveleye vermek
fuss
can sıkmak
fuss
sinirlendirmek
fuss
gürültü patırtı
foofaraw
1. Frapan, gösteriş için kullanılan giyim aksesuarı.2. Ufak meseleleri sorun yapma, yaygara

'Well, Mr. Valti, what was all this foofaraw about?' — The Long Way Home.

fuss
{f} ufak meseleleri sorun yapmak; ufak şeyler yüzünden telaşa düşmek
fuss
{f} telaşlandırmak
fuss
{i} gereksiz telaş/heyecan/öfke
fuss
sızlan mak
fuss
kdili telâşlı veya yaygaracı kimse
fuss
fuss telaşlan/sinirlendir
fuss
{i} karışıklık
fuss
{f} özen göstermek
fuss
{f} titizlenmek
Deutsch - Englisch
fuss
foofaraw
kerfuffle
hoo-ha
to-do