Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?
- May I leave my belongings on the bus?
Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.
- Tom sold all of his belongings.
Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu.
- Tom put all his belongings in a small suitcase.
Tom kişisel eşyalarının hepsini sattı.
- Tom sold all of his belongings.
Tom tüm varlıklarını kaybetti.
- Tom lost all his belongings.
Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı?
- Who left their belongings in the meeting room?
Özel eşyalarımı saklamak istiyorum.
- I'd like to put my belongings away.
Brian eşyalarını geride bıraktı.
- Brian left his belongings behind.
Bütün eşyalarınıza adınızı yazın.
- Put your name on all your belongings.
I'm sorry I didn't reply to you sooner.
- Es tut mir leid, dass ich dir nicht früher geantwortet habe.
The food was terrible -all the same I didn't complain.
- Das Essen war schrecklich, trotzdem habe ich mich nicht darüber beschwert.