As he grew excited, he spoke more and more rapidly.
- O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
More and more couples go on honeymoon trips abroad.
- Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
This area is gradually being deforested.
- Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.
Tom became increasingly aware that he was being manipulated by the FBI.
- Tom FBI tarafından manipüle edildiğinin gittikçe farkına vardı.
He became increasingly demented!
- O gittikçe çılgın oldu!