The baby cried all night.
- Bebek tüm gece ağladı.
My car was stolen last night.
- Dün gece arabam çalındı.
I work in the nighttime.
- Ben gece vakti çalışırım.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
Cats are nocturnal creatures.
- Kediler gece yaratıklarıdır.
Aardvarks are nocturnal animals.
- Yerdomuzları gececil hayvanlardır.
The clothes soaked in water overnight were heavy.
- Suda bir gecede ıslanmış elbiseler ağırdılar.
We stayed overnight in Hakone.
- Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
They were like two ships that pass in the night.
- Onlar gece geçen iki gemi gibiydi.
I didn't dream in the night.
- Ben gece rüya görmedim.
I told you not to play your cello late at night, but you did and now the neighbors have complained.
- Sana gece geç saatlerde Çellonu çalmamanı söyledim, fakat çaldın ve şimdi komşular şikâyet etti.
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
Cats are nocturnal animals.
- Kediler gececi hayvanlardır.
Cats are nocturnal creatures.
- Kediler gece yaratıklarıdır.
In the evening, I read my son a book.
- Geceleri oğlum için kitap okurum.
We work by day, and rest by night.
- Biz gündüz çalışırız ve gece dinleniriz.
They have to work by night.
- Onlar gece çalışmak zorundalar.
Tom performs in a jazz club three nights a week.
- Tom bir jazz klübünde haftada üç gece konser veriyor.
I need a room for six nights.
- Altı gece için bir odaya ihtiyacım var.
Mary'nin bu akşam bizim için akşam yemeği hazırlamasına izin vereceğiz.
- Mary'e bu gece yemek hazırlaması için izin vereceğiz.