göm

listen to the pronunciation of göm
Türkisch - Englisch
{f} grave

Muslims bury their dead in graves. - Müslümanlar ölülerini mezarlara gömerler.

After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave. - Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.

{f} embedded
bury

At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe. - Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.

They're fighting fiercely now but I assure you they'll bury the hatchet before long. - Onlar şimdi şiddetle mücadele ediyorlar fakat çok uzun zaman geçmeden önce savaş baltasını gömeceklerine sizi temin ederim.

inter

Her ashes are interred here. - Onun külleri burada gömülüdür.

{f} graven
{f} graved
burying

She's burying her money in the sand. - Parasını kuma gömüyor.

The dog was busy burying his bone in the garden. - Köpek, kemiğini bahçeye gömmekle meşguldü.

embed

How can I embed the debt clock on my Web site? - Borç saatini web siteme nasıl gömebilirim?

buried

They buried him in his grave. - Onlar onu mezarına gömdüler.

She has buried her only son. - O, biricik oğlunu gömdü.

entomb