gölle

listen to the pronunciation of gölle
Türkisch - Englisch

Definition von gölle im Türkisch Englisch wörterbuch

göl
lake

We've walked all around the lake. - Biz gölün etrafında yürüdük.

In Japan, there is no lake bigger than Lake Biwa. - Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.

göl
pond

Tom threw a stone into the pond. - Tom gölete bir taş attı.

There are a lot of fish in the pond. - Gölde çok sayıda balık var.

göl
{i} mere
göl
lacustrine
göl
loch
göl
lough
Göl
(Tıp) lacus
göl
tarn
göllemek
to turn (a place) into a pond or lake
göllemek
turn a place into a pond
Türkisch - Türkisch
Bulgur yapmak için kaynatılan buğday
Göl
istel
göl
Yapay su birikintisi
göl
Büyük tarla
göl
Oluşması genellikle tektonik, volkanik vb. olaylara bağlı olan, toprakla çevrili, derin ve geniş, tuzlu veya tuzsuz durgun su örtüsü
göl
Oluşması genellikle tektonik, volkanik vb. olaylara bağlı olan, toprakla çevrili, derin ve geniş, tuzlu veya tuzsuz durgun su örtüsü: "Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu."- N. Cumalı
göllemek
Göl durumuna getirmek