göçmenler

listen to the pronunciation of göçmenler
Türkisch - Englisch
emigres
Alternative spelling of émigrés
göçmen
immigrant

Halloween was brought to North America by immigrants from Europe who would celebrate the harvest around a bonfire, share ghost stories, sing, and tell fortunes. - Cadılar Bayramı Kuzey Amerika'ya, bir şenlik ateşi etrafında hasadı kutlayan, birbirlerine hayalet hikayeleri anlatan, şarkı söyleyen ve fal bakan Avrupalı göçmenler tarafından getirilmiştir.

Poor Japanese immigrants were willing to work for low pay. - Fakir Japon göçmenler düşük ücretle çalışmaya istekliydiler.

göçmen
migrant

Many of the migrants are war refugees. - Göçmenlerin çoğu savaş mültecileri.

Migrants from the continent crossed the Japan sea. - Göçmenler kıtadan Japon denizini geçti.

göçmen
settler

The indigenous population took up arms against the settlers. - Yerli nüfus göçmenlere karşı silaha sarıldı.

The settlers learned that the land in the valley was fertile. - Göçmenler vadideki toprağın verimli olduğunu öğrendiler.

göçmen
transmigrant
göçmen
emigre
göçmen
migratory

In autumn the migratory birds fly south. - Sonbaharda göçmen kuşları güneye uçar.

Many migratory birds come to this pond every year in winter. - Her yıl kış aylarında birçok göçmen kuş bu gölete gelir.

göçmen
emigrant

The ship carried hundreds of emigrants to the US. - Gemi yüzlerce göçmeni Amerika'ya taşıdı.

First the emigrants, then you. Solidarity is our response to social cannibalism. - Önce göçmenler, sonra siz. Dayanışma sosyal yamyamlık için bizim cevabımızdır.

göçmen
incomer
göçmen
migrant; emigrant; immigrant
göçmen
migrant, migrating, migratory (animals)
göçmen
migrant, migrating, migratory; emigrant, emigrating; immigrant, immigrating
göçmen
(Hukuk) migrant, immigrant
göçmen
immigrant, emigrant, settler; migratory, migrant
göçmen
visitant
kaçak göçmenler
(Hukuk) illegal immigrants
Türkisch - Türkisch

Definition von göçmenler im Türkisch Türkisch wörterbuch

Göçmen
muhacir
göçmen
Sıcak iklimli ülkelere giden (hayvan)
göçmen
Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir: "Ama biz de yeni göçmeniz, hâlden anlarız."- N. Araz
göçmen
Kendi ülkesinden ayrılarak yerleşmek için başka ülkeye giden (kimse, aile veya topluluk), muhacir
Englisch - Türkisch

Definition von göçmenler im Englisch Türkisch wörterbuch

göçmen
migratory