25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.
- I've got to take my library books back before January 25th.
Tom Mary'ye ocak ayında John'u gördüğünü söyledi.
- Tom told Mary that he had seen John in January.
Her pazar tenis oynardı.
- She used to play tennis every Sunday.
Dün cumartesi değil, pazardı.
- Yesterday was Sunday, not Saturday.
Genellikle pazar günü bütün günü boş boş geçiririm.
- I usually spend the whole day idly on Sunday.
Babamın doğum günü bu yıl pazar gününe denk geliyor.
- My father's birthday falls on Sunday this year.
Ocak ayında karımız var.
- We have snow in January.
Onunla ocak ayında tanıştım.
- I met him in January.