Hepiniz hatalısınız gibi görünüyor.
 - It appears that you are all mistaken.
Üzgünüm fakat sanırım sen hatalısın.
 - I'm sorry, but I think you're mistaken.
Ne yazık ki yanılmıştır.
 - He is sadly mistaken.
Tom yanılmış olabilirdi.
 - Tom could've been mistaken.
Savaş yanlış bir politikadan sonuçlandı.
 - The war resulted from a mistaken policy.
Bilim adamlarına göre yaygın bir hata her problemin teknik bir çözümü var olduğuna yanlışlıkla inanmaktır.
 - A fault common to scientists is mistakenly believing that every problem has a technical solution.