His life after retirement was unhappy.
- Emeklilikten sonraki hayatı mutsuzdu.
I can't say I'm happy about retirement.
- Emeklilik hakkında mutlu olduğumu söyleyemem.
She has to live on the pension.
- O, emeklilik maaşıyla yaşamak zorunda.
It's hard for him to live on his small pension.
- Küçük emeklilik maaşıyla yaşamak, onun için zordur.
Who said anything about retiring?
- Kim emeklilik hakkında bir şey söyledi?
I have no regrets about retiring.
- Emeklilik konusunda pişmanlık duymuyorum.
My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
- Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
He doesn't have a job. He's retired.
- Onun bir iş yok. O emeklidir.
The stock market crash forced many retirees back into the job market.
- Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.
I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle.
- Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.
She's a widow and a pensioner, and faces many hardships.
- O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.
A farewell party was held for the executive who was retiring.
- Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.
My father is retiring next spring.
- Babam önümüzdeki İlkbaharda emekli oluyor.