O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
 - He suffers from poor blood circulation to his legs.
Sıkı bir kemer kan dolaşımını engeller.
 - A tight belt will interfere with circulation of the blood.
Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
 - This newspaper has a wide circulation.