Definition von caddede im Türkisch Englisch wörterbuch
- in the street
- cadde
- street
There is a lot of traffic on that street.
- O caddede çok trafik var.
I met him in the street.
- Onunla caddede karşılaştım.
- cadde
- avenue
I met her by accident on Third Avenue.
- Üçüncü caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım.
There was an accident on Fifth Avenue yesterday.
- Dün Beşinci Cadde'de bir kaza vardı.
- cadde
- road
He was seen crossing the road.
- O, caddeyi geçerken görüldü.
This sidewalk is a lot narrower than the one across the road.
- Bu kaldırım caddenin karşısındakinden daha dar.
- cadde
- boulevard
- cadde
- drive
Tom was the driver of the car that crashed into the supermarket on Park Street.
- Park Caddesinde süpermarkete çarpan arabanın sürücüsü Tom'du.
I do not know where to drive in the street.
- Caddede nerede süreceğimi bilmiyorum.
- cadde
- (Bilgisayar) street address
- cadde
- throughway
- cadde
- main road
- cadde
- thoroughfare
- cadde
- main road, main street, avenue
- cadde
- main street
I walked along the main street.
- Ana cadde boyunca yürüdüm.
The post office is just off the main street.
- Postane ana caddeden uzak.
- cadde
- highroad
- cadde
- causeway
