Türkisch - Türkisch
Definition von bugday im Türkisch Türkisch wörterbuch
- buğday
- Bu bitkinin başaktan ayrılmış tanesi
- buğday
- Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum)
- Buğday
- gendume
- Buğday
- (Osmanlı Dönemi) FUM
- Buğday
- (Osmanlı Dönemi) HINTA
- Buğday
- (Osmanlı Dönemi) BÜRR
- Buğday
- dene
- buğday benizli
- Açık esmer
- buğday biti
- Yarım kanatlılardan, vücudu yeşil, başı siyah, ekinlere zararlı bir böcek, ekin biti (Sitophilus granarius)
- buğday güvesi
- Tahıla zarar veren küçük bir kelebek (Tinea granella)
- buğday pası
- Pas mantarıgillerden asalak bir mantar (Puccinia graminisi)
- buğday pası
- Bu mantarın buğday vb. bitkilerin yapraklarında oluşturduğu hastalık
- buğday rengi
- Açık esmer
- buğday sürmesi
- Bu mantarın yol açtığı hastalık
- buğday sürmesi
- Buğday başaklarından oluşan ilkel mantar (Tilletia tritici)
- buğday unu
- Yabancı maddelerinden temizlenmiş ve tavlanmış buğdayların tekniğine uygun olarak öğütülmesiyle elde edilen bir ürün
- köse buğday
- Başağı kılçıksız bir çeşit buğday
- sert buğday
- Kırma ve öğütmeye karşı daha dirençli olan yoğunluğu diğer buğdaylara göre daha yüksek bulunan ve tane kesiti camsı görünen buğday
- yarma buğday
- İri ve gelişigüzel kırılmış buğday
- yumuşak buğday
- Kırma ve öğütmeye karşı direnci daha az olan, öğütüldüğünde genelde daha ince un meydana getiren ve tane kesiti unsu yapıda, beyaz renkte ve mat görünüşlü olan buğday
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Englisch
Definition von bugday im Türkisch Englisch wörterbuch
- buğday
- wheat
The wheat is coming very well this year.
-Buğday bu yıl çok iyi geliyor.
The wheat is ready for harvest.
-Buğday hasat için hazır.
- buğday
- (weight) grain (72 to a miskal)
- buğday
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: buğdaygiller,necliye) [syn.: buğday, bulgur] wheat
- buğday
- wheat; corn
- buğday
- wheat berry
- buğday
- cockle
- buğday
- corn
- buğday
- wheats
- buğday ambarı
- wheat warehouse
- buğday benizli
- wheat faced
- buğday rengi
- wheat-colored
- buğday ten
- Olive complexion
- buğday benizli
- dark-skinned
- buğday birası
- wheat beer
- buğday biti
- (Tabiat Doğa) (böcek, haşere) [syn.: buğday biti, pamuk kurdu] weevil
- buğday biti
- weevil
- buğday kepeği
- bran
- buğday rengi darkish
- (skin)
- buğday sapı
- corn stalk
- buğday türünden
- frumentaceous
- buğday unu
- wheat meal
- buğday üretilen bölge
- wheat belt
- iri ve gelişigüzel kırılmış buğday
- large and randomly broken wheat
- kara buğday
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: karabuğdaygiller,ravendiye) buckwheat
- kepekli buğday unu
- wholemeal
- küçük kızıl buğday
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: buğdaygiller,necliye) einkorn
- kılçıksız buğday
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: buğdaygiller,necliye) [syn.: kılçıksız buğday, kızıl buğday] spelt wheat
- kılçıksız buğday
- spelt, speltz
- kılçıksız buğday
- spelt
- tam buğday ekmeği
- wholewheat bread
- tane sertliği (buğday)
- (Gıda) kernel hardness
- tohumluk buğday
- seed-corn
Relevante Übersetzungen
bugday
Silbentrennung
buğ·dayAussprache
Resimler
Historie
Favoriten