boş zamanlarında

listen to the pronunciation of boş zamanlarında
Türkisch - Englisch
at one's leisure
during one's spare time
boş zaman
{i} leisure

You can do it at your leisure. - Onu boş zamanınızda yapabilirsiniz.

The busiest people have the most leisure. - En meşgul insanlar en fazla boş zamana sahiptirler.

boş zaman
spare time

Father would often read detective stories in his spare time. - Babam boş zamanında sık sık polisiye hikayeler okur.

I play the guitar in my spare time. - Boş zamanımda gitar çalarım.

boş zaman
idle time
boş zaman
free time

What does Tom do in his free time? - Tom boş zamanında ne yapar?

Tom and Mary had way too much free time on their hands. - Tom ve Mary'nin ellerinde oldukça çok fazla boş zamanı vardı.

boş zaman
freetime
boş zaman
spare hours
boş zaman
leisure time

I often spend my leisure time listening to the radio. - Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.

I go hunting in my leisure time. - Ben boş zamanımda avlanmaya giderim.

boş zaman
a) spare time b) idle time
Türkisch - Türkisch

Definition von boş zamanlarında im Türkisch Türkisch wörterbuch

Boş zaman
(Osmanlı Dönemi) VAKT
boş zaman
Çalışarak geçirilen saatler dışında kalan süre