Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.
 - I will try to avoid tunnels as much as possible.
Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor.
 - Novels aren't being read as much as they were in the past.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
 - He earns three times as much as I do.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
 - The news surprised him as much as it did me.
Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
 - Tom didn't love Mary as much as she loved him.
Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.
 - Tom took me to a restaurant where you can eat as much as you want for thirty dollars.