Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
- He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Tom Mary'nin talimatlarını izledi.
- Tom followed Mary's instructions.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bütün yönergeleri izleyin.
- Follow all instructions.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Birisi Tom'a yanlış talimat verdi.
- Someone gave Tom the wrong directions.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Arkadaşımın köpeği Esperanto'yu anlıyor. En azından en önemli komutları.
- My friend's dog understands Esperanto. At least the most important commands.
Aslan eğiticinin komutlarını takip etti.
- The lion followed the trainer's commands.