O kolunu sıkıca kavradı.
 - He clutched her arm firmly.
İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
 - Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
Şirket ile yakından ilişkilidir.
 - She is closely associated with the firm.
Bir inşaat şirketinde on beş yıldan sonra, Bill Pearson'a sorumlu bölge müdürü pozisyonu verildi.
 - After fifteen years at a building firm, Bill Pearson was given the responsible position of area manager.
O, elimi sıkıca tuttu ve bıraktı.
 - He held my hand firmly and left.
İpe sıkıca tutunarak karaya güvenli bir şekilde geldim.
 - Holding on to the rope firmly, I came safely to land.
İlk kez, onunla pek sıkı değildi.
 - The first time, she wasn't very firm with him.
Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi.
 - I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly.
Ben buna kesin bir biçimde karşıyım.
 - I'm firmly opposed to this.
Jefferson eğitimin değerine kesin olarak inanıyordu.
 - Jefferson believed firmly in the value of education.