Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner.
- The leaves of the trees turn yellow in fall.
Ağaçtaki tüm yapraklar sarardı.
- All the leaves on the tree turned yellow.
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Evin önünde bir çam duruyor.
- A pine stands in front of his house.
Beş ananas yemek istiyorum.
- I would like to have five pineapples.
Mary sabahleyin ananas yemeyi sever.
- Mary likes to eat pineapple in the morning.
Zümrüt kül kurdu Kuzey Amerika genelinde yüz milyondan daha fazla kül ağacını daha öldürdü.
- The emerald ash borer has killed more than a hundred million ash trees across North America.
Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı.
- More than a century ago, a comet or a meteor exploded in the sky above the Tunguska River valley in Russia. The explosion knocked down millions of trees over hundreds of miles.
Biz ağaçtan fındıkları salladık.
- We shook nuts from the tree.
Tom ağaçtan bir elma kopardı.
- Tom picked an apple from the tree.
... engine, maybe as a model or decision tree to help people ...
... She's a family tree unto herself. ...