Kararı öğretmenimize bırakalım.
 - Let's leave the decision to our teacher.
Bu karar onun gelecekteki mesleğini belirtecektir..
 - This decision will reflect on his future career.
Karar almakta zorlanıyorum.
 - I have trouble making decisions.
Bir karar almak zorundayız.
 - We have to make a decision.
Yargıçlar bir karar verdiler.
 - The judges made a decision.
Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım.
 - I try not to judge my friends' decisions.
Hem baban hem de ben senin kararın sonuçlarını anlıyoruz.
 - Both your father and I understand the consequences of your decision.
Bu kararın önemli sonuçları vardı.
 - This decision had important results.
Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var.
 - There's growing anger over the government's decision.
Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar.
 - Students have been protesting against the government's decision.