Senin harp çalmayı bırakmana inanamıyorum.
- I can't believe you quit playing harp.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.
Bir çift ayakkabı aldım.
- I bought a pair of shoes.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
- He was electrocuted while playing the electric harp.
Tom Mary'nin arpı o kadar çok iyi çalacağını beklemiyordu.
- Tom didn't expect that Mary would be able to play the harp so well.