Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.
 - Bill took the blame for the loss.
Onun ölümü büyük bir kayıptır.
 - His death is a great loss.
Zararın için çok üzgünüm.
 - I'm very sorry for your loss.
Biz onu yıllarca zararına çalıştırdığımız için binayı satmak zorunda kaldık.
 - We had to sell the building because for years we had operated it at a loss.
Sizi yaşatmak hiçbir şey kazandırmaz, kaybetmek ise hiçbir kayıp getirmez.
 - To keep you is no benefit. To destroy you is no loss.
Uzmanlar, Arctic'teki deniz buzunun kaybolmasından endişe ediyorlar.
 - Experts are worried about the loss of sea ice in the Arctic.
Annelerinin kaybolması onları çok üzdü.
 - The loss of their mother grieved them very much.