Türkisch - Englisch
Definition von üretici im Türkisch Englisch wörterbuch
- producer
China is the largest producer and consumer of coal in the world.
-Çin dünyanın en büyük kömür üretici ve tüketicisidir.
Nigeria is the world's largest producer of cassava.
-Nijerya dünyanın en büyük manyok üreticisidir.
- manufacturer
Peugeot, Renault and Citroen are French car manufacturers.
-Peugeot, Renault and Citroen Fransız otomobil üreticileridir.
The manufacturer of the television set is a Japanese company.
-Bu tv'nin üreticisi bir Japon şirketidir.
- grower
- breeder
- (someone) engaged in production
- generative
- producer, grower; producing, generating
- reproductive
- productive
- supplier
- (Bilgisayar) device map
- (Ticaret) production unit
- (Bilgisayar) suppliers
- manufactured by
- {i} producing
- farm gate
- üretici program
- generating program
- üretici riski
- producer's risk
- üretici ülke
- (Ticaret) producer country
- üreticiler
- (Çevre) producers
Germany is one of the largest cheese producers in the world.
-Almanya dünyadaki en büyük peynir üreticilerinden biridir.
Austria is one of the largest producers of electricity in Europe.
-Avusturya, Avrupa'nın en büyük elektrik üreticilerinden biridir.
- fason üretici
- (Tekstil) subcontractor
- üreticiler
- suppliers
- dijital saat pals üretici
- (Askeri) digital clock pulse generator
- program üretici
- (Bilgisayar) program generator
- yerel üretici
- (Ticaret) local producer
- yerel üretici
- (Ticaret) local manufacturer
- yerli üretici
- (Ticaret) domestic producer
- yerli üretici
- domestic manufacturer
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von üretici im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Üretimle uğraşan kimse, yetiştirici, müstahsil: "Devlet, bitkisel ve hayvansal ürünlerin değerlendirilmesi ve gerçek değerlerinin üreticinin eline geçmesi için gereken tedbirleri alır."- Anayasa. Üretim sağlayan, üretimle ilgili
- Üretimle uğraşan (kimse), yetiştirici, müstahsil
- Üretim sağlayan, üretimle ilgili
- prodüktör
- üretici alan
- Maddî refahın yaratılması, dağılımı ve değişimi konularını kapsayan ekonomik etkinliklerin tümü
- üretici olmayan alan
- Sonucunda maddî ürünlerin değil, hizmetlerin doğduğu etkinlikleri kapsayan üretim alanı
Relevante Übersetzungen
üretici
Silbentrennung
ü·re·ti·ciAussprache
Resimler
Favoriten