dalga oluşmak: "yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı."- h. taner

listen to the pronunciation of dalga oluşmak: "yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı."- h. taner
dalga oluşmak: "yüzünde belli belirsiz bir pembelik dalgalanmıştı."- h. taner