Tom opened the door to let his dog out.
 - Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı.
Tom wants to take Mary out tomorrow night.
 - Tom yarın gece Mary'yi dışarı çıkarmak istiyor.
Tom put his hat on and went outside.
 - Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.
He neither spoke nor wept, but went out in silence.
 - O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.
He has gone out for lunch already.
 - O zaten öğle yemeği için dışarı çıktı.
You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out.
 - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.