Odanın etrafında koşma.
 - Don't run around in the room.
Lütfen sınıfta koşmayın.
 - Please don't run in the classroom.
Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
 - Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
Onlar koşmaya başladılar.
 - They started running.
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
 - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti.
 - Tom gave up running for class president.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
 - He wants to run for President.
10 millik bir yarışı koşmak için yeterince güçlüydü.
 - She was strong enough to run a 10-mile race.
Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.
 - The Yankees are running away with the pennant race.
I was no more than a boy / In the company of strangers / In the quiet of the railway station / Running scared.