They helped one another to make the school festival a success.
 - Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.
People should be honest with one another.
 - İnsanlar birbirlerine karşı dürüst olmalı.
Rainy days seemed to follow one another all summer.
Let's try to understand one another.
 - Birbirimizi anlamaya çalışalım.
We should try to understand one another.
 - Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.
These two lines cut across each other at right angles.
 - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
Japan and China differ from each other in many ways.
 - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
 - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.
Everything is interconnected.
 - Her şey birbirine bağlıdır.