Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Her bike is better than mine.
- Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
Her house is in the neighborhood of mine.
- Onun evi benimkinin çevresindedir.
The man driving the bus is a good friend of mine.
- Otobüs süren adam benim iyi bir arkadaşım.
It's too hard for me.
- Bu benim için çok zordu.
It is easy for me to read this book.
- Bu kitabı okumak benim için kolay.
I can only speak for myself.
- Ben sadece kendim adıma konuşabilirim.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My brother-in-law is really egotistical.
- Eniştem gerçekten bencil.
Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric.
- Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.