O saatini rehin bırakmak zorunda kaldı.
- He had to pawn his watch.
Tom faturalarını ödeyebilmek için gitarını rehin bırakmak zorunda kaldı.
- Tom had to pawn his guitar in order to pay his bills.
Kirayı ödemek için gitarımı rehine koydum.
- I pawned my guitar in order to pay the rent.
Tom değerli bir taş çaldı ve onu rehin bıraktı.
- Tom stole a precious stone and pawned it.