Türkçe - Türkçe
azar-azar teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- AZAR
- (Osmanlı Dönemi) f. Mart ayı
- Azar azar
- damla damla
- Azar azar
- (Osmanlı Dönemi) ALETTEDRİC
- Azar azar
- ufak ufak
- Azar azar
- kıdım kıdım
- azar
- Paylama
- azar
- ibrani ve Süryani kavimlerinin kullandığı takvimde mart ayı
- azar azar
- Küçük ölçülerle
- azar azar
- Yavaş yavaş, az az
İlgili Terimler
Kürtçe - Türkçe
azar-azar teriminin Kürtçe Türkçe sözlükte anlamı
- azar
- azar
- azar lêdan
- paylamak
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
azar-azar teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- Azar
- The ninth solar month of the Persian calendar
İlgili Terimler
Türkçe - İngilizce
azar-azar teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- azar azar içmek
- sip
- azar azar
- gradual
- azar azar
- stepwise
- azar azar
- gradually
- azar azar
- little by little
- azar azar
- bit by bit
He is getting better bit by bit.
-O, azar azar iyileşiyor.
- azar azar
- glean
- azar azar
- inch by inch
- azar azar
- piecemeal
- azar azar
- by inches
- azar
- talking-to
- azar
- earful
- azar
- tongue lashing; reprehension; jaw; trimming; rocket
- azar
- scolding
Tom is scolding Mary.
-Tom Mary'yi azarlıyor.
I didn't feel like scolding her for being late.
-Geç kaldığı için canım onu azarlamak istemedi.
- azar
- reprimand
The manager reprimanded the man by pounding on the table.
-Müdür masaya vurarak adamı azarladı.
James had a great fear of making mistakes in class and being reprimanded.
-James derste hatalar yapmaktan ve azarlanmaktan çok korkardı.
- azar
- reproach
- azar
- slating
- azar
- reproof
- azar
- objurgation
- azar
- rebuke, reproach, talking-to, reproof
- azar
- telling off
- azar
- lashing
- azar
- rebuke
He took it for an implied rebuke.
-Anlaşilan onu bir azarlama zannetti.
- azar azar
- in dribs and drabs
- azar azar
- little by little, inch by inch, gradually, bit by bit, in small amounts
- azar azar
- by degrees
- azar azar
- by slow degrees
- azar azar
- by dribblets
- azar azar
- by driblets
- azar azar akmak
- dribble
- azar azar azaltmak
- whittle down
- azar azar dağıtmak
- dole out
- azar azar yemek
- peck
- azar işitmek
- to get a rocket, to get a rap on/over the knuckles
- azar işitmek
- get an earful
- azar işitmek/yemek
- to get a dressing down, be rebuked
- uzun azar
- tirade
İlgili Terimler
azar-azar
Telaffuz
Resimler
Geçmiş
Favoriler