I am sure that Greg is going to follow in his father's footsteps.
- Greg'in babasının ayak izlerini takip edeceğinden eminim.
She followed in her father's footsteps and became a doctor.
- O, babasının ayak izlerini takip etti ve bir doktor oldu.
The criminal left footprints.
- Suçlu ayak izleri bıraktı.
We found one large footprint and a couple of different size smaller footprints.
- Bir büyük ayak izi ve birkaç farklı boyutta daha küçük ayak izleri bulduk.
There are footprints of a cat on the table.
- Masanın üstünde bir kedinin ayak izleri var.
The footprints continued down to the river.
- Ayak izleri nehire kadar devam ediyordu.