Tom gözlüklerini taktı.
- Tom put on his glasses.
Annem gözlüksüz okuyamaz.
- My mother can't read without glasses.
Bardaklar ve tabaklar kırıldı.
- Glasses and dishes were broken.
Bardakları masaya bırakır mısın?
- Will you put the glasses on the table?
Günümüzde sevginin gözlükleriyle görüyorum.
- I see through the eyeglasses of love nowadays.
O, gözlük olmadan araba kullanamaz.
- He cannot drive without eyeglasses.