aufgewachsen

İngilizce - Türkçe

aufgewachsen teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

grown up

anaç

grown up

kemale ermiş

grown up

yetişmiş

grown up

eşek kadar

grew up

büyümek, yetişmek in geçmiş hali. "Bu ağaçlar bizim bahçede büyüdü" - "These trees grew up in our garden"

grown up

{f} büyü

Sandra büyüdüğünde güzel bir kadın oldu. - Sandra has grown up to be a beautiful woman.

O, adeta, büyümüş bir bebek. - He is, as it were, a grown up baby.

grew up

Grow up (büyümek, gelişmek) fiilinin geçmiş zaman hâli

Growing up intellectually, socially, and physically.

grown up

yetişkin

Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor. - That boy talks as if he were a grown up.

grown up

ergin

Almanca - İngilizce

aufgewachsen teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı

grown up

grew up

I grew up in the country. - Ich bin auf dem Land aufgewachsen.

I grew up in a small town. - Ich bin in einem kleinen Städtchen aufgewachsen.

İlgili Terimler

Wo jemand aufgewachsen ist, kann man an seinem Akzent erkennen.

Where you grew up is reflected in your accent

die Generation, die mit der digitalen Welt aufgewachsen ist

the digital natives

er/sie ist/war aufgewachsen

he/she has/had grown up

zweisprachig aufgewachsen

grown up bilingual