he ate his vegetables - sebzelerini yedi.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
 - We ate a hasty meal and left immediately.
Memleketim Bolu'da patates aromalı köy ekmeği yedim.
 - I ate potato flavoured village bread in my hometown, Bolu.
Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.
 - He sometimes ate out with his family.
İşi ilerlettim ve sen burada olmadığın için senin akşam yemeğini yedim.
 - I went ahead and ate your dinner since you weren't here.