Tom bir grup iş arkadaşıyla dışarı çıktı.
- Tom went out with a group of co-workers.
O bir iş arkadaşını arabayla götürdü.
- She gave a lift to a co-worker.
İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- My colleague and her husband are both American.
Bu Tom, iş arkadaşım.
- This is Tom, my colleague.
O gerçekten çok çalışıyor ve onun meslektaşları bunun için ona saygı duyuyor.
- He works really hard, and his co-workers respect him for it.
O bir meslektaşa güvendi.
- She trusted a co-worker.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı.
- My colleagues welcomed me very warmly.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Tom ve arkadaşları alemlere akıp zil zurna sarhoş oldu.
- Tom and his mates went on a pub crawl and all ended up pretty drunk.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
- Go and speak to my colleague.
Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.
- His novel ideas are time and again getting him into trouble with his more conservative colleagues.