zorlama]

listen to the pronunciation of zorlama]
التركية - التركية

تعريف zorlama] في التركية التركية القاموس.

zorlama
Zorlanarak sağlanan, cebrî: "Melodram ile vodvilin temelde eş yapıda, zorlama türler olduğunu yazar durmadan."- N. Cumalı
zorlama
Özellikle oynaklarda ara keseciklerinin fıtığı olarak beliren, bir organın zorlanmış olmasıyla ortaya çıkan aksaklık veya bozukluk
zorlama
Zorlanmak işi, zecir: "İlk gençliğimin en büyük sıkıntısı bu şiir zorlamasıdır."- F. R. Atay. Özellikle oynaklarda ara keseciklerinin fıtığı olarak beliren, bir organın zorlanmış olmasıyla ortaya çıkan aksaklık veya bozukluk
zorlama
Zorlanarak sağlanan, cebrî
zorlama
Zorlanmak işi, zecir
التركية - الإنجليزية

تعريف zorlama] في التركية الإنجليزية القاموس.

zorlama
force

Don't force yourself to eat if you don't want to. - İstemiyorsan kendini yemeye zorlama.

Persuasion is often more effectual than force. - İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.

zorlama
strain

Take care not to strain your eyes. - Gözlerini zorlamamaya dikkat et.

zorlama
Contrived
zorlama
compulsion
zorlama
coercion
zorlama
urge

Tom felt an urge to kill Mary. - Tom Mary'yi öldürmek için bir zorlama hissetti.

zorlama
compulsory
zorlama
obliging
zorlama
exacting
zorlama
(Tıp) rupture
zorlama
arm-twisting
zorlama
obligate
zorlama
(Muzik) drive
zorlama
(deyim) far-fetched
zorlama
(Fizik) coercitive
zorlama (talimat)
(Askeri) enforcement
zorlama baskı
coercion
zorlama
enforcement
zorlama
forced: zorlama yürüyüş forced march
zorlama
duress
zorlama
pressure

I don't want to pressure you. - Seni zorlamak istemiyorum.

zorlama
arm twisting
zorlama
screw
zorlama
constraint
zorlama
push

You don't want to push yourself too hard. - Kendini çok zorlamak istemiyorsun.

They continued to push south. - Onlar güneyi zorlamaya devam etti.

zorlama
compulsion, constraint, coercion; rupture; forced, compulsory
zorlama
violence
zorlama
pressuring (someone) insistently
zorlama
coaction
zorlama
forcing; constraint; coercion; compelling, compulsion
zorlama
trying to force (something) open
zorlama
impellent
zorlama gerilimi
proof stress
zorlama satış
(Ticaret) high-pressure selling
zorlama testi
stress test
zorlama yok
(Bilgisayar) no forces
kilit zorlama
effraction
şansını zorlama
push one's chance
fazla zorlama
overstrain
toplumsal zorlama
social constraint