zarar veren

listen to the pronunciation of zarar veren
التركية - الإنجليزية
damaging
defacer
detrimental
wasteful
nocuous
grievous
zarar ver
{f} harm

That incident harmed his reputation. - Kaza onun şöhretine zarar verdi.

Do you think television does children harm? - Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

gizlice zarar veren
insidious
zarar ver
{f} wrecked
zarar ver
{f} wrecking
zarar ver
{f} damage

Smoking does damage your lungs. - Sigara içmek akciğerlerinize zarar verir.

The flood did great damage to the crops. - Sel, ekinlere büyük zarar verdi.

zarar ver
{f} damaging

Environmentally damaging projects should be abandoned systematically. - Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.

Urban sprawl is environmentally damaging. - Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.

zarar ver
{f} wreck

You're going to wreck your eyesight if you play games all the time. - Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.

zarar ver
damaged

This scandal has severely damaged the public image of our company. - Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.

They've been damaged. - Onlara zarar verildi.

kendi kendine zarar veren
self destructive
zarar ver
damages

Alcohol damages the liver. - Alkol karaciğere zarar verir.

zarar ver
disadvantaged
zarar ver
parasitize