zahnarzt

listen to the pronunciation of zahnarzt
ألمانية - التركية
{'tsepfhın} s küçükdil; hek. fitil
dişçi

Güzel bir dişçi tanıyor musun? - Kennst du einen guten Zahnarzt?

diş hekimi
dış doktoru
الإنجليزية - التركية

تعريف zahnarzt في الإنجليزية التركية القاموس.

dentist
diş hekimi

Tom'un yirmilik dişleri yirmi dört yaşında diş hekimi tarafından çekildi. - Tom had his wisdom teeth taken out by a twenty-four year old dentist.

Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur. - You'd better see a dentist at once.

dentist
dişçi

O ona dişçiyi görmesini tavsiye etti. - She advised him to see the dentist.

O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi. - She advised him to see the dentist, but he said he didn't have enough time to do so.

dentist
{i} diş doktoru

Diş doktoruna gitsen iyi olur. - You had better go to the dentist.

Diş doktoruna gitmek istemiyorum. - I don't want to go to the dentist.

dentist
diş tabibi
dental practitioner
diş hekimi
dental practitioner
dış hekimi
dental surgeon
dış hekimi
dental surgeon
diş hekimi
dental surgeon
(Askeri) DİŞ SERVİSİ ŞEFİ: Bir bölge komutanlığında, bir birlikte veya bir tesisteki diş servisinin başında bulunan, dişçi sınıfına mensup subay. Bu subay; bağlı olduğu bölge, birlik veya müessese amirinin emrinde bulunur ve kendisine dişçilik bakımından müşavirlik yapar
dentist
diş hekim

Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor. - You ought to see a dentist.

Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur. - You'd better see a dentist at once.

dentist
dentistry diş hekimliği
stomatologist
(Diş Hekimliği) Ağız hastalıkları uzmanı
stomatologist
(Tıp) Stomatoloji mütehassısı