Tom didn't think he was violating any laws.
- Tom yasaları ihlal ettiğini düşünmüyordu.
You have to abide by the laws.
- Yasalara uymak zorundasın.
The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient code of laws.
- Hammurabi kodu dünyanın en eski yasa kodlarından biridir.
The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.
- Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.
Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
The lawyer recommended his client to take legal action.
- Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.
Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.
- Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.
We have to pass this legislation.
- Bu yasayı geçirmek zorundayız.
The world is not going to be saved by legislation.
- Dünya yasalarla kurtarılmayacak.
That's against the rules.
- Bu yasalara aykırıdır.
The Supreme Court ruled that the law was illegal.
- Yargıtay yasanın yasa dışı olduğuna karar verdi.
We need to uphold laws against discrimination — in hiring, and in housing, and in education, and in the criminal justice system. That is what our Constitution and highest ideals require.
- Ayrımcılığa karşı yasaları, işe alma, konut edinme, eğitim ve ceza adalet sistemini de desteklemeliyiz. Anayasa ve en üst düzey ideallerimiz gerektirdiği budur.
The 14th Amendment to the U.S. Constitution was ratified in 1868.
- ABD Anayasasında 14. yasa değişiklikliği 1868 yılında onaylanmıştır.
You have to abide by the laws.
- Yasalara uymak zorundasın.
We ought to obey the law.
- Biz yasaya itaat etmeliyiz.
Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor.
- Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.
Bu kanunu düzeltmeliyiz.
- Bu yasayı ıslah etmeliyiz.