They have a talented producer.
- Onların yetenekli bir yapımcısı var.
I'm a music producer.
- Ben bir müzik yapımcısıyım.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
Tom is a model maker.
- Tom bir maket yapımcısıdır.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
The production has visual appeal for the audience.
- Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.
I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes.
- Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.
The true makers of history are the masses.
- Tarihin gerçek yapımcıları kitlelerdir.
A new school building is under construction.
- Yeni bir okul binası yapım aşamasında.
The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.
- Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
That old man had been making homemade whiskey for fifty years.
- O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.