Tom left his bed unmade.
 - Tom yatağını yapılmamış olarak bıraktı.
The bed in Tom's room was unmade.
 - Tom odasındaki yatak yapılmamıştı.
Do what you have left undone, if anything.
 - Eğer varsa yapılmamış olarak bıraktıklarını yap.
You didn't do a very good job, I said.
 - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
She doesn't know who built those houses.
 - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
 - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing this for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
Can you do it in one day?
 - Onu bir günde yapabilir misin?
We'll do it when we have time.
 - Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
Beer bottles are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
 - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
 - Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
They assisted him in performing the operation.
 - Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
 - Dr. Jackson otopsi yapıyor.
She can't have done such a thing.
 - O öyle bir şey yapmış olamaz.
If it had not been for her help, you would never have done it.
 - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
 - Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
 - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
 - Konferans öbür gün yapılacak.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
 - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
She made coffee for all of us.
 - O hepimiz için kahve yaptı.
Butter is made from milk.
 - Tereyağı sütten yapılır.
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
 - İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
Tom committed a bank robbery.
 - Tom bir banka soygunu yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.