You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
He doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing this for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
We'll do it when we have time.
- Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
He was guilty of making a mistake.
- O, bir hata yapmaktan suçluydu.
Don't be afraid of making mistakes.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
- Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
- Dr. Jackson otopsi yapıyor.
She can't have done such a thing.
- O öyle bir şey yapmış olamaz.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
- Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
- Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
She has made up her mind to go to America to study.
- O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
I'm not quite sure what to make of this.
- Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
- Konferans öbür gün yapılacak.
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The committee had a long session.
- Komite uzun bir oturum yaptı.
Butter is made from cream.
- Tereyağı kaymaktan yapılır.
She made coffee for all of us.
- O hepimiz için kahve yaptı.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
The baby is asleep. Don't make a noise.
- Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
- O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.