The girl did nothing but cry.
 - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Did you do it by yourself?
 - Onu kendin mi yaptın?
Why doesn't anybody translate my sentences?
 - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
Regardless of what he does, he does it well.
 - Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
I'm doing it for you.
 - Bunu senin için yapıyorum.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
 - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
You must do it yourself.
 - Onu kendin yapmalısın.
I want to do it myself.
 - Onu kendim yapmak istiyorum.
I want a suit made of this material.
 - Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
This table is made of wood.
 - Bu masa tahtadan yapılmıştır.
Don't be afraid of making mistakes.
 - Hatalar yapmaktan korkmayın.
Tom worries about making mistakes at work.
 - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
 - Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
 - Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
It can be done in a day.
 - O, bir günde yapılabilir.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
 - Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
A molecule is made up of atoms.
 - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
 - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What do you make of that?
 - Onunla ilgili ne yaparsın?
Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
 - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
Rio's carnival is held in February.
 - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
 - Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
They made John chairman of the committee.
 - Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
The committee had a long session.
 - Komite uzun bir oturum yaptı.
Bottles of beer are made of glass.
 - Bira şişeleri camdan yapılır.
Butter is made from cream.
 - Tereyağı kaymaktan yapılır.
The baby is asleep. Don't make a noise.
 - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
 - Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
Many atrocities were committed during the war.
 - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
 - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.