You can't run away from age.
- Yaşlanmaktan kaçamazsın.
Ageing isn't good, but the alternative is no better.
- Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.
They don't want to grow old.
- Yaşlanmak istemiyorlar.
I want to grow old with my wife.
- Karımla yaşlanmak istiyorum.
He has a son of your age.
- Senin yaşında bir oğlu var.
Wisdom does not automatically come with age.
- Bilim yaş ile otomatik olarak gelmez.
Tom's eyes were wet with tears.
- Tom'un gözleri göz yaşları yüzünden ıslaktı.
The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
- Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
My father is only fifteen years old.
- Benim babam sadece on beş yaşında.
When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.
- Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
Japan is trying to cope with the aging of its population.
- Japonya nüfusunun yaşlanmasına karşı koymaya çalışıyor.
Aging doesn't cost anything.
- Yaşlanma hiçbir şeye mal olmaz.
Fish like carp and trout live in fresh water.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşamaktadır.
Such fishes as carp and trout live in fresh water.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
The older you get, the more difficult it becomes to learn a new language.
- Ne kadar yaşlanırsan, yeni bir dili öğrenmek o kadar zor olur.
John lives in New York.
- John New York'ta yaşar.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
She is five years younger than me.
- O, benden beş yaş küçük.
Tears came to my eyes.
- Gözlerimden yaşlar geldi.
This song is so moving that it brings tears to my eyes.
- Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
The best time of life is when you are young.
- Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
The best time of life is when we are young.
- Yaşamın en iyi zamanı genç olduğumuz zamandır.
Ageing isn't good, but the alternative is no better.
- Yaşlanmak iyi değildir ama alternatifi daha iyi değildir.
Ageing is a disease that you must die of.
- Yaşlanma ölmek zorunda olduğunuz bir hastalıktır.